17 Kasım 2018 Cumartesi

Sessizliğin Yeni Adı: Garipçe Köyü

Son yıllarda adını 3. Yavuz Sultan Selim Köprüsü sayesinde sıkça duyduğumuz Garipçe, bugünlerde balık severlerin gizli rotası. Burası, şehir yaşantısının yoğunluğunu bir kenara bırakıp birkaç saatliğine kendinizi dinleyeceğiniz, sevdiklerinizle hoş vakit geçireceğiniz küçük, sakin bir köy.





“ Eski zamanlarda, adı Gyropolis (Akbabalar Şehri) olan Garipçe’ nin rüzgâr tanrılarıyla da yakın bir ilişkisi var; efsaneye göre acımasız rüzgar tanrısının damadı olan kralın sarayı buradaydı ve oğullarıyla birlikte Gyropolis’ i her türlü tehlikeden koruyorlardı. İsmi, Rumeli Feneri’ne olan yakınlığından ötürü “oldukça yakın” anlamındaki  Karibce’ nin günümüze değişerek gelmesiyle oluşmuş.”1


Sarıyer ilçesine bağlı olan Garipçe Köyü, Rumeli Kavağı ve Rumeli Feneri arasında bulunmaktadır. İki küçük tepenin ortasında kalan sessiz bir balıkçı köyü. İstanbul’ da köy yaşantısının tüm olanaklarını görebileceğiniz nadide yerlerden biri. Köy halkının çoğunluluğunu yaşlılar oluşturmakta. Genç ve orta yaşlı kimseleri görmeniz pek mümkün değil. Köy halkının çoğunluluğunu Karadenizliler oluşturmakta.




Köyde yaşayan birçok kişinin evinin önünde bahçesi var. Kendi imkanları ile yetiştirdikleri meyve ve sebzeleri görmeniz mümkün. Ayrıca, köyün giriş kısmında kadınların kendi emekleri ile yetiştirdikleri ürünlerden de satın alabilirsiniz. Eski ahşap binanın gölgesine kurulan tezgahların üzerinde tarhana, kuskus, reçel, turşu çeşitleri, salça, yumurta, Trabzon ve mısır ekmeğini göreceksiniz.



Avuç içi kadar küçük bir alana sahip olan Garipçe Köyü’ nün geçim kaynağı; balıkçılık. Köye ilk adım attığınızda sizleri bir kenarda bekleyen balıkçı ağları ve tekneleri selamlayacak. Avlanma sezonun başlaması ile yılın en yoğun günlerini yaşamaktadır. 



Sahil kıyısına kurulmuş olan balıkçı restaurantları gün boyunca birçok yerli ve yabancı turistti ağırlamaktadır. Yan yana dizilmiş olan restuarantlar arasında istediğiniz restuaranta geçiş imkanınız bulunmaktadır. Örneğin; ilk sırada karşınıza çıkacak olan restaurant denize sıfır olmasına rağmen deniz seviyesinin üzerindedir. İç kısımlara ilerlediğinizde çakıl taşlarının üzerine bırakılan masalarda balığınızı afiyetle yiyebilirsiniz.


Balığın yanında sizlere yöresel lezzetlerden de sunumlar yapılacak. Damak zevkinizi şımartacağınıza emin olabilirsiniz. Mısır ekmeği, şakşuka ve semiz otu salatası gibi lezzetler köye gelen misafirlere özel olarak sunulmaktadır.



Garipçe Köyü’ nün bir diğer güzelliği de, leziz köy kahvaltısı. Sessiz, sakin ve huzurlu bir ortamda kahvaltı yapmak isteyenler için ideal yer bir. Deniz manzarası eşliğinde bir yandan çayınızı yudumlarken diğer bir yandan da dalga sesleri eşliğinde huzuru hissedeceksiniz. Balık restuarantlarının birçoğunda sabah saatlerinde kahvaltı hizmeti de sunulmaktadır.



Dilerseniz, köy manzarası eşliğinde de kahvaltınızı yapabilirsiniz. Sizlere sunulan eşsiz lezzetler arasında uzun yıllar unutamayacağınıza inandığım bir tad var. El yapımı olan reçeller daha önce yediğiniz bir reçele benzemiyor. Aynı zamanda el yapımı olan kurabiyeler de öyle. Kahvaltıda sizlere sunulan hemen hemen her şey burada yaşayan kadınların el emeği. Yediğiniz yiyeceklerin tümünün organik olduğuna gönül rahatlığıyla inanabilirsiniz. 




Gün içerisinde vakittiğinizde varsa şayet köyün üst kısımlarını da görmenizi tavsiye ederim. Yeşilin ve mavinin bir ahenk içerisinde varlığını sürdürdüğü Garipçe Köyü, İstanbul’ da her zaman gezilmesi gereken yerlerden biri. Karadeniz ve Boğaz' ı eş zamanlı görebileceğiniz muhteşem bir manzara sizleri karşılayacak. Yıllara meydan okuyan Cenevizlilerden kalan tarihi kale de köye ayrı bir güzellik katmaktadır.



Tarihe ilgisi olan kişilerin daha önceden de bildiği Garipçe Kalesi bugünlerde fotoğraf tutkunlarının buluştuğu seçili yerlerden biri. Gerek popular kültür sayesinde olsun gerekse gereksinimler doğrultusunda ortaya çıkan dış çekimler (nişan,düğün fotoğrafları) sayesinde  adını bir kez daha duyurmayı başardı. Sosyal medya’ da (Instagram, Facebook) Garipçe’ yi araştırdığınızda ziyaret amaçlı gelen birçok kişinin anı ölümsüzleştirmek adına Garipçe Kalesi’ nin önünde fotoğraflarının olduğunu göreceksiniz.



Antik Çağ'da Lykion Limen (Likyalıların limanı) adı verilen koyda boğaza hakim bir noktaya Osmanlı Sultanı III.Mustafa tarafından 1757-1774 yaptırılmıştır. Boğaz’ ı korumak amaçlı yapılmıştır. Denizin diğer yakasında Anadolu Kavağı’ nda bulunan Yoros Kalesi ile aynı görevi üstlenmiştir.”


Kaleye,  deniz tarafından bakıldığında eski halini az çok muhaza ediyor olsa da kara tarafından bakıldığında durum oldukça kötü. Bilinirliği günden güne artmasına rağmen ne yazık ki, eski ihtişamlı günlerinden eser yok.  Restorasyon çalışmalarının yakın zamanda başlatılmasını umut ediyorum. Kalenin içerisinde dolaşmak çok zor. Karanlık olması da ayrı bir etken. Etrafının çöp yığınları ve bira şişeleri ile bezili olması çok üzücü… Umarım duyarlığı kişilerin yardımı ile beklediği güzel günlere bir an evvel kavuşur.



Garipçe’ ye gelmeden önce göz önünde bulundurmanız gereken önemli birkaç unsur var. Köy, iki tepenin arasında olmasına rağmen sonbahar ve kış aylarında (özellikle soğuk ve rüzgarlı günlerde) gezinmesi oldukça zor bir yer. Gezi rotanızı belirlemeden önce hava durumuna bakmanızı tavsiye ederim.



Unutmamanız gereken bir diğer unsur ise, Rumeli Feneri ile karıştırılması. Garipçe, Rumeli Feneri’ nden daha önce gelmektedir. Kendi aracınızla veya toplu taşıma araçlarını kullanarak buraya gelmeniz oldukça kolay. Otobüsün ilk kalkış yeri olan Hacıosman Metro Durağı’ ndan 150’ e binmeniz gerekmektedir. Kendi aracınızla da gidecek olursanız, Sarıyer merkezden hiçbir yol ayrımına sapmadan Şehit Mithat Caddesi’ ni  takip etmeniz gerekmektedir. Bu yol sizi Sarıyer’ in tepesine götürecektir. Bundan sonra tabelaları takip ederek yolunuza devam edebilirsiniz. Ortalama gidiş süresi 40- 50 dk arasında değişiyor. Köyün girişinde aracınızı parka edeceğiniz boş alan mevcut.



Birkaç saatliğine de olsa şehrin gürültüsünü ardında bırakmak isteyenler için Garipçe Köyü paha biçilemez bir yer. Son yıllarda “doğaya dönüş” çağrısına yanıt vereceğiniz en güzel yer bence.  Çam ağaçları ve tertemiz deniz havası eşliğinde el değmemiş doğasına hayran kalacaksınız.

                      
                                                     Sevgiyle Kalın





Kaynakça
1- http://www.saffetemretonguc.com/sariyer/ internet adresinden 17.11.2018 tarihinde alıntı yapılmıştır.