24 Mayıs 2018 Perşembe

Yaşayan Müze: Balat

İstanbul’ un en renkli, eğlencesinin eksik olmadığı, yeni ve eskinin bir bütünmüş gibi harmanlandığı, her bir köşesinde tarihi izlerin olduğu, özlenen mahalle yaşantısını görmeye ne dersiniz.


Son yıllarda popular kültür sayesinde adını sıkça duyurmayı başaran Balat ,eski ihtişamına tekrar kavuştu. Sosyal medya sayesinde bugün hemen hemen herkes burayı biliyor. Instagram’ da kendisine yer verilen en önemli semtlerden biri. Fotoğrafçılar için bulunmaz bir hint kumaşı değerinde. Birbirinden başarılı fotoğraflar çekeceğinizden hiç şüpheniz olmasın.


Hafta sonları fotoğraf tutkunları ile dolup taştığını söylemeden geçemiyeceğim. Hal böyle olunca, yönetmen ve senaristlerin de ilgi odağı olmayı başardı.  Aranılan  en doğal dizi ve film setlerinden biri. Örneğin; Show tv’ de yayınlanan Çukur dizisi de burada çekilmektedir. Ayrıca Türk Sineması’ nın usta oyuncusu Şener Şen’in oynamış olduğu Eşkiya Filmi’nin de bir bölümü burada çekildi.


Balat yalnızca filmlerden, dizi setlerinden veya fotoğraflardan ibadet değil. Tarihi yarım ada İstanbul’ un en önemli kültür mozağini oluşturmakta. Üç büyük din mensuplarının cemaati burada yüzyıllarca komşu olarak yaşamıştır. Bunun beraberliğinde gezebileceğiniz ve ibadetinizi gerçekleştirebileceğiniz birçok ibadethane de mevcuttur.


Örneğin; Ortodoks Hristiyanları için en önemli Fener Rum Patrikhanesi. Yıl içerisinde birçok yerli ve yabancı turistin uğrak noktası. Hafta sonu görmek isteyenler için ayinden önce ya da sonra gitmenizi tavsiye ederim. Sürekli fotoğraf çekmek isteyenler yüzünden (!)  papaz herkesi dışarı çıkarıyor. İstanbul’ un en büyük Sinagog’ u olan Ahrida Sinagog’u da burada. Haftanın belirli günlerinde açık olan Surp Hreşdagabed Ermeni Kilisesi’ni de ziyaret edebilirsiniz.


Balat’ ın kentsel dönüşüm sayesinde yaşadığı büyük değişimden de sizlere biraz bahsetmek istiyorum. Kadir Has Üniversitesi’ nin  2009 yılında gerçekleştirdiği Balat Gezisi ile İstanbul’un diğer yüzünü görme imkanımız olmuştu. Eski İstanbul sokaklarında dolaşıyor gibiydik.














                                                                                


      






                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                    

 2013 yılında fotoğrafçılık dersi ile tekrar gezme imkanım oldu. Bu sayede Balat’ ın değişimine az da olsa şahit oldum. 2017 yılında iki kez gerçekleşen fotoğrafçılık etkinliği ile daha önce hiç gitmediğim yerleri de gördüm.



Harebe halindeki eski binaların yepyeni apartmanlara dönüşmesi muhteşem. Dış cephe boyasının parça parça döküldüğü evlerin şimdilerde sosyal medyayı salladığına kim inanır!  Sokakların bakımsızlıktan savaş alanını anımsattığını unutmak mümkün değil.

kaynak: www.hürriyet.com


kaynak: www.sociage.com

İki elin sayısını  geçmeyecek kadar dükkanların olduğunu hatırlıyorum. Babasından oğuluna miras  kalan küçük esnaf lokantaları ve şekerci vardı. 


Eski kepekler ile kapalı olan depoların şimdilerde cazibe merkezi haline geldiğine inanamadım.  Kapalı dükkanların yerini değişik konseptli kafeler almış. Sayısı günden güne artan antikacıları da unutmamak lazım. Hafta sonu gerçekleşen açık arttırma ile alabileceğiniz antika eşyalar olabilir.

  Balat’ a geldiğinizde mutlaka görmeniz gereken bir yer var. Kültürel bir miras değerinde olan Fener Rum Lisesi. Başka bir değimle, Kırmızı Bina ya da Kırmızı Mektep. Yokuş sonunda sizi tüm ihtişamıyla karşılayan bu baş yapıta hayran kalıcaksınız. Haftaiçi okul çıkışına denk gelirseniz eğer okulun bahçesini de görme imkanınız olabilir.



Yakından öyle büyük ve güzel ki sadece bakmakla bile yetenibilirsiniz. Sancaktar Yokuşu’nun meşakatli tırmanışına aldanıp sakın okulun merdivenlerinde dinlenip, gitmeyin. Asıl manzara Tevkii Cafer Camii’nin avlusundan aşağıya doğru baktığınızda anlaşıyor.


Hafta sonu gerçekleştirdiğimiz gezide okulun merdivenlerinde nişan fotoğraflarını çektiren bir çiftti ve yine Balat sokaklarında dolaşırken düğün fotoğraflarını çektiren başka bir çiftti görme imkanımız olmuştu. Dış mekan çekimlerinin de artık burada gerçekleştirildiğini söylebiliriz.



Özlediğiniz mahalle yaşantısını az da olsa Balat’ta dolaşırken gidericeğinize inanıyorum. Sokaklarda gönüllerince top oynayan, bağıran, koşan öyle güzel çocuklar var ki. Fotoğraflarını çekmek istediğinizde size memnuniyetle poz verecekler. Bazen bozuk para bazen de bakkaldan gofret istediyorlar. J







Beni en çok etkileyen şey, o eski evlerin camlarından biribirine bağlanan çamışır ipleri oldu. Tertemiz kokan , rengarenk giysiler mahalleyi başka bir diyara götürmüştü. Karşılıklı evlerin pencerisinden asılmış çarşaflar zamanın ötesinde Anadolu’yu anımsattı bana.


Balat, birkaç saat içerisinde gezilemeyecek kadar büyük ve değerli bir semt. Bir günde de gezileceğine inanmıyorum. Defalarca da gelseniz görmediğiniz, fark etmediğiniz yerlerin olduğunu öğreneceksiniz.  Gelenlerin içerisinde tekrar gelme hissi uyandıran bir yer. Kısacası Balat, tarihi ve kültürel mirası ile yaşayan bir açıkhava müzesi.

                                                                                               Sevgiyle Kalın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder